Travmatik Beyin Hasarı Rehabilitasyonu
24 Aralık 2021

Travmatik beyin hasarı nedir?

Travmatik beyin hasarı en sık trafik kazaları olmak üzere, yüksekten düşme, iş kazaları, darp, ateşli silah yaralanmaları gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelebilir. Toplumda önemli bir engellilik sebebi olarak ortaya çıkar ve rehabilitasyonu da oldukça önem taşır. Erken dönemdeki yoğun bakım tedavisinin ardından robotik rehabilitasyonu da içeren yoğun bir nörolojik rehabilitasyon programına ihtiyaç duyulur.

Travmatik beyin hasarı, kafanın ani ve şiddetli bir şekilde bir nesneye çarpması ya da bir nesnenin kafatasını delerek beyin dokusuna zarar vermesi sonucu ortaya çıkan beyin yaralanmalarıdır. Kişinin bilişsel ve fiziksel fonksiyonlarında bozulmalara yol açarak düşünme, algılama, konuşma, yutma bozuklukları ile kol ve bacak gibi organlarında felç gelişmesine neden olabilir. Hemen her yerde ve her yaşta görülebilirse de gençlerde ve özellikle 15-25 yaş arasında sıklığı en fazladır. Motorsiklet ve bisiklet kazaları önemli bir nedenidir. Kask kullanılması bu tür kazalarda travmatik beyin hasarı oluşumunu önemli ölçüde azaltır. Çocuklarda düşmeler ve kaza dışı travmalar, erişkinlerde trafik kazaları ve yaşlılarda yine düşmeler kafa travmasının yaygın nedenleridir.

Travmatik beyin hasarının belirtileri nelerdir?

Beyin vücudun en hassas ve karmaşık organı olması nedeniyle, travmatik beyin yaralanmalarında kişinin hayatını derinden etkileyen değişiklikler görülebilir. Bu değişiklikler, bellek, algılama, dikkat, anlama, mantıklı düşünme gibi bilişsel değişiklikler olabileceği gibi, kısmi veya tam felç, denge bozuklukları ve yutma ve konuşma bozukluğu gibi fiziksel sorunlar şeklinde de olabilir.

Travmatik beyin hasarının erken döneminde ölüm oranı oldukça yüksektir. Travmanın şiddetine göre bilinç kaybı, bulantı, baş ağrısı, nörolojik ve bilişsel etkilenmeler sık görülür. Beyindeki hasarın yeri ve genişliğine göre hastalarda kol ve el kullanım kaybı, yürüme bozukluğu, duyu bozukluğu, entellektüel fonksiyonlarda bozukluk, davranış ve kişilik değişiklikleri, epileptik nöbetler, kronik ağrı, depresyon, mesane ve bağırsak problemleri gibi birçok sağlık problemi görülebilmektedir. Dikkat süresinde azalma, düşünceleri düzenlemede zorluk, unutkanlık, kafa karışıklığı, yeni bilgileri öğrenmede zorluklar, muhakeme ve yorumlama güçlükleri, sosyal durumlara uygun olmayan hareketlerde bulunma, problem çözmede, karar vermede ve planlamada zorlanma gibi bilişsel sorunlar ortaya çıkabilir. Dil ile ilgili sorunlar da bilişsel sorunlar gibi kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Sözcük bulmada güçlük, düzgün cümle kuramama,  uzun ve hatalı anlatımlar, sözcükleri anlamada zorluk, sözcüklerin farklı kullanımlarını, deyimleri ve imalı kullanımları anlayamama, okuma ve yazma becerilerinde gerileme, matematik becerilerinde bozulma bu sorunlardandır. Travmatik beyin hasarı sonucu kişilik değişiklikleri, saldırganlık, şiddete eğilim ve kontrol kaybı gibi davranış bozuklukları da meydana gelebilir. Kısmi veya tam felç, istemsiz kas kasılmaları (spastisite), denge ve koordinasyon bozukluğu ve yutma güçlüğü gibi fiziksel kısıtlanmalar ise kişinin fonksiyonel bağımsızlığını azaltabilir. Ortaya çıkan bu bulgular, yaralanmanın şiddeti, etkilenen beyin bölgesi, beyin dışındaki organ yaralanmaları ve yaralanma öncesi kişilik özellikleri gibi birçok faktöre göre değişiklik göstermektedir.

Travmatik beyin hasarının tedavisi nasıl yapılır?

Travmatik beyin hasarı geçiren hastalar, acil müdahale ve sonrasında beyin cerrahisi ve nöroloji kliniklerince erken dönemde müdahaleye ihtiyaç duyarlar. Bu müdahale yoğun bakımda takip veya cerrahi girişim şeklinde olabilir. Beyne ve vücudun geri kalanına oksijen desteği ve yeterli kan akışının sağlanması ve kan basıncının kontrol edilmesi bu müdahalenin öncelikleridir. Tıbbi durumu stabilleşen hasta hemen fizik tedavi rehabilitasyon hekimi tarafından değerlendirilmeli ve erken rehabilitasyon programı başlatılmalıdır. Hasta uygun hale geldiğinde, konu üzerinde özelleşmiş nörorehabilitasyon ve robotik rehabilitasyon imkanları olan bir fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniğinde takip edilmesi en iyi seçenek olacaktır.

Erken dönem sonrası beyin dokusundaki ödemin ortadan kalkması ile ortaya çıkan iyileşmeye spontan düzelme denir. Daha sonraki dönemde ise sinir hücrelerinde filizlenme ve yeni sinir bağlantıları oluşması iyileşmenin devamına katkıda bulunur. Araştırmalar beyin hasarı sonrası nörolojik düzelmenin ilk 6 ay içinde en fazla olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte beyin hasarı sonrası iyileşme 2 yıla kadar hızlı bir şekilde devam eder. Bu süreçte kapsamlı bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı hastanın kazanımlarını maksimuma çıkartacaktır. İlk 2 yıl iyileşme daha hızlı olsa da, bu hastalarda geç dönemde de iyileşme potansiyeli ortaya çıkabilir. Kalıcı bilişsel ve fiziksel bozuklukları olduğu düşünülen hastalarda bile bazı yetenekler yeniden geliştirilebilir. Bu nedenle beyin hasarı geçirmiş olan bir hastanın fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı liderliğinde, nöroloji, beyin cerrahisi ve psikiyatri uzmanından oluşan bir doktor ekibi tarafından sürekli takip edilmesi yararlı olacaktır.

Travmatik beyin hasarında rehabilitasyon

Günümüzde giderek artan ve gelişen cerrahi ve acil yardım yöntemleri sayesinde, travmatik beyin yaralanmalarına bağlı ölümler azalırken, hayatta kalma oranının artmasına bağlı olarak hastaların rehabilitasyonu ve tekrar topluma kazandırılması oldukça önem kazanmaktadır. Travmatik beyin hasarında rehabilitasyonun amacı, bozulan fonksiyonları iyileştirmek, yürümeyi sağlamak, hastanın mümkün olan en yüksek seviyede bağımsızlığına kavuşturmak ve hastalığa bağlı oluşabilecek diğer sağlık problemlerini önlemektir.

Travmatik beyin hasarında rehabilitasyon erken dönemde başlatılmalıdır. Hasta yoğun bakımda hatta bilinci kapalı iken yapılacak pasif eklem hareketleri ve hastanın iki saatte bir döndürülmesi gibi basit önlemler ile ileride rehabilitasyonun başarısını etkileyebilecek eklem kısıtlanmaları ve bası yaraları gibi sorunların önüne geçilebilir. Bu nedenle hastanın erken dönemden itibaren bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tarafından takibi önemlidir. Bu sayede hem akut dönemde ortaya çıkabilecek komplikasyonlar önlenir hem de hastanın bir rehabilitasyon kliniğine transferi için hazırlıkları yapılmış olur.

Tıbbi yönden stabil hale gelen hastalar daha yoğun ve kapsamlı bir rehabilitasyon programına alınır. Rehabilitasyon başlangıcında hasta kapsamlı bir muayene ile bilinç düzeyi, motor, duyu, algı, denge, yürüme ve günlük yaşam aktiviteleri yönünden değerlendirilerek hastaya özel bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı planlanır. Bu program haftalık değerlendirmeler ile takip edilerek yeni belirlenen hedeflere göre şekillendirilir.

Travmatik beyin hasarlı hastaların erken mobilizasyonu (harekete geçirilmesi) önemlidir. Böylece immobilizasyona (hareketsiz kalmaya) bağlı ortaya çıkabilecek, kas atrofisi, bası yarası, kemik erimesi, eklem kısıtlanmaları, yumuşak doku kireçlenmeleri gibi komplikasyonlar önlenir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon programı, hastanın mevcut tıbbi durumu ve fonksiyonel düzeyine uygun olarak; yatak içinde mobilizasyon, oturma dengesi eğitimi, el ve kollarını kullanma, yatak dışına çıkma ve transfer aktiviteleri, ayağa kalkma, ayakta denge eğitimi, yürüme, merdiven inip çıkma, iş-uğraşı ve günlük yaşam aktivitelerinin eğitimi faaliyetlerini içerir.

Travmatik beyin hasarında spastisite denilen istemsiz kas kasılmaları oluşabilir. Eğer bu kasılmalar hastanın eklem hareketlerini, pozisyonlanmasını, hijyenini bozuyorsa veya egzersiz sırasında ağrıya neden oluyorsa tedavi edilmesi gerekir. Tedavisinde ilaçlar, fizik tedavi ve egzersizler yanında girişimsel ve cerrahi yöntemler de uygulanabilir.

Eğer hastada eklem kontraktürü oluşmuşsa, eklem hareket açıklığı egzersizleri, germe, cihazlama veya cerrahi müdahale gerekebilir. Travmatik beyin hasarında kas kuvvetsizlikleri görülebilir. Bu durumlarda kas kuvvetlendirme egzersizleri ile kaslar normal kuvvetine getirilmeye çalışılır. Beraberinde denge ve koordinasyon bozuklukları söz konusu ise buna yönelik egzersizler de yaptırılır. Bu çalışmalar sırasında ihtiyaç duyulduğunda ortez ve diğer yardımcı cihazlardan yararlanılabilir.

Robotik rehabilitasyon, travmatik beyin yaralanmalı hastalarda erken dönemden itibaren kullanılabilecek etkili bir rehabilitasyon yöntemidir. Hastanın erken dönemde mobilizasyonuna katkıda bulunur, nöroplastisite yoluyla nörolojik iyileşmeyi uyarır ve hastanın rehabilitasyon programına uyumunu, motivasyonunu ve farkındalığını arttırır. Erigo (elektrik stimülasyonlu dikey hareket cihazı), Lokomat (robotik yürüme cihazı), Armeo (omuz-kol robotu) ve Amadeo (el-parmak robotu) bu amaçla kullanılan robotik teknolojilerdendir. Robotik rehabilitasyonun erken dönemden itibaren rehabilitasyon programına entegre edilmesi, beyin hasarlı hastaların rehabilitasyonunda başarıyı önemli oranda arttırır.

Hidroterapi yani su içi rehabilitasyon da travmatik beyin hasarlı hastaların tedavisinde yeri olan bir rehabilitasyon seçeneğidir. Su içi egzersizler sayesinde, zayıf olan kaslarda kuvvetlenme, denge ve koordinasyonda iyileşme yanında istemsiz kas kasılmalarının azalması da sağlanır.

İş-uğraşı tedavisi (ergoterapi) kişilerin günlük yaşamdaki bağımsızlığını ve yaşam rollerini iş, uğraşı ve aktivite edindirilerek yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan terapi ve rehabilitasyon programıdır. Travmatik beyin hasarlı hastaların tedavisinde ergoterapiden de aktif olarak yararlanılır.

Dil ve konuşma terapisi ve yutma terapisi, travmatik beyin hasarlı hastaların rehabilitasyonunda oldukça önem taşır. Öncelikle uzman terapist tarafından hastanın yetersiz olduğu alanlar belirlenir ve bunlara yönelik bir tedavi programı düzenlenir. Gerekli durumlarda bilişsel bir değerlendirme de uygulanabilir. Konuşma ve yutma ile ilgili egzersizler yanında unutkanlık gibi bilişsel sorunlara yönelik de çalışmalar yaptırılır.

Solunum rehabilitasyonu, psikoterapi, nöropatik ağrı tedavisi ve mesane ve bağırsak sorunlarının tedavisi travmatik beyin hasarlı hastaların rehabilitasyonunda önemli yeri olan diğer tedavi başlıklarıdır.

Travmatik beyin hasarında rehabilitasyonun başarısı, beyin hasarının ağırlığı, yaş, cinsiyet, hastalık öncesi durum, sosyoekonomik parametreler, bilişsel işlevlerin durumu gibi birçok faktörden etkilenir. Süreç uzun ve klinik düzelme bazen çok yavaş olsa da, büyük çoğunluğu genç olan bu hastalar uygun bir rehabilitasyon programı ile bağımsız ve üretken bir yaşantıya geçebilir. Eğer hasta her yönüyle kendisi için oluşturulmuş bir rehabilitasyon programına alınmazsa gösterebileceği performansın gerisinde kalır. Travmatik beyin hasarı geçirmiş olan hastaların mesleki ve ekonomik rehabilitasyonlarının tamamlanıp, eski mesleklerine devam edemiyorlarsa, yeni bir meslek edindirilmeleri veya uygun bir işe yerleştirilerek, kendi kendine yeten, üretken bir yaşam seviyesine getirilmeleri rehabilitasyonun nihai hedefidir.