Topuk Dikeni
24 Aralık 2021

Topuk dikeni nedir?

Topuk dikeni ayak tabanında ağrılara yol açarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Genellikle uzun süreli hareketsizliğin ardından ayak tabanında batma hissiyle kendini gösterir. Ağrı daha çok sabah yataktan kalktıktan sonra atılan ilk birkaç adımda şiddetli hissedilir. Uzun süre ayakta kalma veya oturduktan sonra ayağa kalkmayla da ağrı tetiklenebilir.

Topuk dikeni, topuk kemiğinin alt kısmında kalsiyum birikmesi nedeniyle oluşan kemiksi çıkıntıya verilen addır. Bu çıkıntı röntgende kolayca teşhis edilebilir. Bazen röntgende görülmeyecek kadar küçük topuk dikeni de olabilir. Bu duruma “topuk dikeni sendromu” adı verilir. Topuk dikeni çoğunlukla ayağın altından geçen ve topuk kemiğini parmaklara bağlayan plantar fasya adındaki kalın doku bandının iltihaplanması sonucunda ortaya çıkar. Normal koşullar altında, bu bant şok emici bir kemer gibi davranır ve ayağı destekler. Bu banttaki gerginlik ve stres artarsa zamanla iltihaplanma gelişir. Topuğun arkasında gelişen topuk dikeni ise sıklıkla aşil tendonunun iltihaplanması ile ilişkilidir. Topuk dikeni her zaman ağrıya neden olmaz. Ayrıca her topuk ağrısı topuk dikeni kaynaklı değildir.

Topuk dikeni neden olur?

Topuk dikeni topuk kemiğinin alt kısmında aylar içinde kalsiyum birikmesine bağlı olarak oluşur. Plantar fasya denilen ayak tabanı bandının kronik olarak gerilmesi ve yırtılmaları sonucu oluşan iltihabi süreç, kalsiyum birikmesinin en önemli nedenidir.

Bazı faktörler topuk dikeni görülme riskini artırır:

Bazı egzersiz türleri, uzun mesafeli koşu ve atlama sporları, bale ve aerobik dans gibi topuk ve bağ dokusunda çok fazla stres yaratan aktiviteler ve sürekli ayakta durmayı gerektiren meslekler

  • Fazla kilolu olmak
  • Ayak yapısına uygun olmayan sağlıksız ayakkabılar giymek
  • Ayak kemiklerine ve bağlara yük bindiren yürüyüş bozuklukları
  • Düz tabanlık, ayak kemeri yüksekliği, dışa veya içe basma ve tarak kemiklerinde düşüklük gibi ayak deformiteleri
  • Reaktif artrit ve ankilozan spondilit gibi iltihabi hastalıklar
  • Aşil tendiniti

Topuk dikeninin belirtileri nelerdir?

Topuk dikeninin en belirgin belirtisi sabah ilk basma sırasında ayak tabanında hissedilen ağrıdır. Biraz yürümekle ağrı azalır, hatta geçebilir. Fakat ayakta kalmakla günün ilerleyen saatlerinde ağrı tekrar başlar. Sabah uyanıldığında ayakların dinlenmemiş olması, topukta ağrı ile uyanılması topuk dikeninin belirtileri arasındadır. Uzun süre oturularak dinlenilmesi durumunda topukta ağrı birikmesi oluyorsa ve üzerine basıldığında ağrı hissediliyorsa topuk dikeni sorunundan şüphelenilir. Topuk dikeni yaşam kalitesinin düşmesine yol açan bir rahatsızlıktır. Kişinin hareket kabiliyetini düşürür. Hasta topuklarının ağrısından rahat yürüyemez.

Topuk dikeni günlük ayak ağrıları ile karıştırılmamalıdır. Ayağın aşırı yorulması durumunda topukta ağrı olması oldukça normal bir durumdur. Ancak ayağa aşırı yük yüklenmediği durumlarda bile topukta durduk yere ağrı oluyorsa topuk dikeni sorunundan şüphelenilebilir. Topuk dikeninde ağrı direkt olarak topuktan başlar, başka bir bölgeden ayağa doğru yayılmaz. Topuk dikeni ağrıları tamamen bölgesel olan ve batma hissiyle birlikte ortaya çıkan ağrılardır. Topuk dikeni zamanla yürüyüş bozukluklarına da yol açmaktadır. Bunlar yalpalayarak ve içe doğru basarak yürüme gibi sorunları da beraberinde getirir.

Topuk dikeni nasıl anlaşılır?

Günün ilk adımlarında şiddetli ve çivi batması şeklinde ağrı tarif eden hastada klinik muayene ile genellikle tanı konabilir. Topuk kemiğindeki çıkıntının röntgen filminde görülmesi ile topuk dikeni varlığından emin olunur. Bazı durumlarda kemik çıkıntı henüz görülmediği halde şiddetli ağrı bulunabilir. Bu duruma topuk dikeni sendromu denir. Ayrıca hiçbir belirti görülmeden başka bir nedenden dolayı çekilen röntgen filmlerinde topuk dikenine rastlanabilir.

Topuk dikeni nasıl tedavi edilir?

Topuk dikeni tedavisinde ilk olarak günlük hayatta yapılacak bir takım değişikliklerle ağrı ve şikayetlerde azalma sağlanabilir. Amaç ayağa binen basıncı azaltmak, ağrı ve iltihabı kontrol altına almak, doku iyileşmesini uyarmak ve yumuşak dokuların esnekliğini artırmaktır. İstirahat, yumuşak tabanlı ayakkabı veya terlik giyilmesi, kilo verilmesi ve topuk yastığı kullanılması gibi önlemler ilk başvurulacak yöntemlerdir.

Eğer hastada düz tabanlık gibi basma kusurları mevcutsa uygun tabanlık ve ayakkabı düzenlemeleri yapılması gerekir. Ayak tabanına yönelik germe egzersizleri ve buz uygulamasıyla ile birlikte basit ödem ve ağrı giderici ilaçlar da tedavide faydalı olabilir.

Bu önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda ise fizik tedavi yöntemlerine başvurulur.

ESWT, kısaca şok dalga tedavisi, yüksek basınçlı ses dalgalarının bir uygulama başlığı ile vücudun istenilen bölgesine uygulanmasına dayanan güvenilir bir tedavi yöntemidir. Toplam 3 ila 5 seans olarak uygulanır. Uygulama süresi 10-20 dakika arasıdır. Uygulama sonrasında hasta günlük yaşantısına devam edebilir. Tedavi sonrası 4-6 hafta içerisinde ağrı ve şikâyetler büyük oranda ortadan kalkarak hastanın yaşam kalitesinde düzelme sağlanmış olur.

Hilterapi (yüksek yoğunluklu lazer tedavisi) topuk dikeni tedavisinde kullanılan bir başka tedavi yöntemidir. 3 ila 5 seans arası uygulanır. Tamamen ağrısız ve acısız bir tedavi yöntemidir.

Lokal kortizon ve trombositten zengin plazma enjeksiyonları da tedavide kullanılabilecek diğer yöntemlerdir. Ameliyat, topuk dikeni tedavisinde başvurulabilecek en son seçenektir ve çok ender olarak uygulanır. Hastaların büyük çoğunluğu ameliyat dışı tedavilerle sağlığına kavuşur.